Dükkânlarımızın Bulunduğu Sahaflar Çarşısı’nın Kısa Tarihi:

Sahaflar Çarşısı 15. yy’dan günümüze uzanan bir geçmişe sahiptir. Bayezid Camii’nin (Beyazıt Camii) sol tarafındaki taşlık araziyle Kapalıçarşı’ya açılan Sedefçiler Kapısı arasındaki bölge, Sahaflar Çarşısı’nın çerçevesini çizmektedir. Eskiden medrese öğrencilerinin ihtiyaçlarını karşılayan sahaf dükkânları, medrese çevresinde bulunurlardı. Sahaflar Çarşısının esnafları, Sahaflar Loncası’na bağlıydı. Sahaflar Loncası’nın piri, Sahaflar Çarşısı’nın ilk kitapçılarından olduğu söylenen Basralı Abdullah Yetimi Efendi’ydi. Sahaflar Çarşısı esnafları çıraklık, kalfalık dönemlerini geçirmeden ustalığa yükselemezlerdi.

17. Yüzyıl’da yaşamış olan Fransız yazar ve Fransa sefareti tercümanı olan Antoine Galland buradan satın aldığı minyatürlü bir yazmayı Fransa Kralına hediye etmiştir ve o yazma, bugün Bibliotheque Nationale’de sergilenmektedir. Sahaflar Çarşısı için Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde 17. yy’da dükkân sayısının 50, ulemaya hizmet eden sahaf esnafının da 300 olduğundan bahsetmektedir. Sahaflar Çarşısı 1950 yılında çıkan yangından sonra tamamen yanmış ve içinde bulunan binlerce yazma eser kül olmuştur. İstanbul Belediyesi yanmayan yerleri kamulaştırıp, ahşap dükkânları da betonarmeye çevirerek, çarşıyı bugünkü mimari durumuna getirmiştir. Ayrıca çarşının ortasına da ilk Türk matbaacısı olan İbrahim Müteferrika’nın büstünü yerleştirmiştir.

Hikâyemiz:

Büyük babamız Türkmenzâde Mustafa Efendi Gençlik yıllarının daha çok başında askeri öğrenci olmak amacıyla memleketi Gediz'den (Kütahya) İstanbul’a gelmiştir. Askeri yaşantısının daha ilk yıllarında geçirdiği talihsiz bir kaza sonucu malûlen emekliye ayrılmıştır. Fakat yaşı çok genç ve gururu ağır bastığı için memleketine dönmeyip İstanbul'da kalmayı tercih edip ilk zamanlar çok sevdiği kitaplarını satıp geçimini sağlamaya çalışmıştır. Aradan geçen zamanda okuma sevgisi ve kitap bilgisi sayesinde döneminin hatırı sayılan bir sahhafı haline gelmiştir. Müteşebbis ruhu sayesinde 1901 yılında kurduğu Sadakat Kütüphanesi ismiyle ilk ticari faaliyetine başlamıştır. 1950 yılında çıkan yangına kadar mülkiyeti kendine ait olan Darülfünun Caddesi’ndeki dükkânında devam etmiştir. Yangından sonra İstanbul Belediyesi’nin yapmış olduğu dükkânlardan biri olan 19 numaralı dükkânda ticari hayatına devam etmiştir. Büyükbabamız kitap alım satımı dışında ülkemizin kültür hayatına yayıncı olarak yeni eserler kazandırarak da hizmet etmiştir. Yayınladığı kitapların o yıllar için enteresan sayılabilecek ilk özellikleri vardır. Eski yazı ile Kanarya Bakımı, Jules Verne'nin Denizler Altında 20 Bin Fersah ve Yemek Kitabı bunlar içinde en çarpıcı örneklerdir. Ünlü kütüphaneci Hakkı Tarık Us bir dergi için büyükbabamız ile yaptığı söyleşinin sonunda okuyuculara şöyle bir mesaj bırakıyor:” Sahhaflık mesleğinde hâlâ şeyhlik müessesesi var olsaydı sanırım en son sahhaf şeyhi Türkmenzâde Mustafa Efendi olurdu”.

Mesleğimizin 2. kuşak yöneticisi olan babamız Adnan Tevfik Türkmenoğlu büyükbabamız tarafından mesleğinin şartlarına uygun olarak (Arapça, Farsça, Osmanlıca öğretilerek) yetiştirilmiş bunun yanı sıra ciltçilik ve matbaacılık konusunda temel düzeyin ilerisinde, dönemin şartlarının üzerinde yetiştirilip mesleğe hazırlanmıştır.

1957 yılında babamız dükkânın idaresini fiilen devir aldıktan sonra Sadakat Kütüphanesi ismini ‘‘Türkmen Kitabevi’’ olarak değiştirmiştir. O günden sonra işyerimiz değişen şartlara ayak uydurarak ve de kendi özümüzden bir şey kaybetmeden, gün geçtikçe gelişerek bugünlere gelmiştir. Bu süre zarfında büyükbabamız ve babamız gibi 3. kuşak yöneticileri olarak firma ismimize yakışacak şekilde çok çalıştık bazı konularda ilklerden olduk (Bilgisayar ve Elektronik kitapları basımında ilk üç yayınevinden biriyiz). Bugün 400 üzerinde akademik 100'ün üzerinde sosyal konularda yayını olan biri merkez, 4'ü şube 5 adet perakende satış yeri olan günün şartlarına uygun olarak internet satış ofisine sahibiz. Bugün 9 kişilik çalışan ekibimizle sizlere daha iyi hizmet vermek için gayretle çalışıyoruz.

Vizyon ve Misyonumuz:

Türkmen Kitabevi olarak istikrar ve sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyerek yarınlara daha güçlü adımlar atmaktayız. Gelişmenin ve büyümenin sürekli olduğuna inanan bir yapıya sahip olduğumuz için yayınevimizin devamlılığını sağlamak adına her zaman daha ne yapabilirizi kendimize sormaktayız. Gücümüzü tarihimizden ve siz değerli okurlarımızdan alarak daha da büyümekteyiz. Bu doğrultuda bizden bir sonraki nesile daha sağlıklı yapıya sahip bir yayınevi bırakmak amacındayız.

Günümüz şartlarında sahaflık mesleğine ilginin ve değerin azaldığı şu zamanlarda mesleğin sürdürülebilirliğini devam ettirmek amacıyla eski yapımızı bozmadan kendimizi hep yenilemekteyiz. Teknolojinin getirdiği yenilikler doğrultusunda gerek kendi internet satış sitemizden, gerek pazaryeri sitelerinden sizlere daha geniş bir ağ kurarak ulaşmaya çalışmaktayız.